2 Ekim 2015 Cuma

AMBER TAŞI KEHRİBAR TAŞI

Kehribar, İsviçre Taşı, Reçine Taşı diğer isimleridir.Taş olarak bilinen amber soyu tükenmiş bir çam türü olan Pinus succinifera ağaçlarının reçinesinin fosilleşmiş taşlaşmış halidir. Oldukça yumuşak ve hafiftir.kolay kırılabilen ve bir yere gömüldüğü zaman ufak cisimleri kendine çekme özelliği kazanan bir fosildir. Özellikle ısıtıldığı zaman elektriksel ve manyetik özelliği açığa çıkar.Sahip olduğu güneş enerjisi ile bedenle teması halinde vücuda sıcaklık yayar. Sıkca rastlanan Kırmızımsı sarı veya kehribar rengindedir.Ancak Turuncu, sarı, kırmızı, kahverengi, konyak rengi, bal rengi, altın rengi, kemik rengi, siyah, renksiz, mavi ve yeşil renklerde bulunabilir. Kehribarın 256 farklı renk tonu katalog haline getirilmiştir.İçerisinde böcek görünümlü ipliksi maddeler ve hava kabarcıkları bulunur..
. Kehribar hafifçe ısıtılırsa reçine kokusu duyulur, 150 °C'ye kadar ısıtılırsa yumuşar, 375 °C civarında ise parlak, dumanlı bir alevle, hoş bir çam reçinesi kokusu çıkararak yanar.Kehribarın yünlü kumaş gibi yüzeylere sürtüldüğünde kıvılcım çıkarttır.Onun saç teli, saman,hafif kağıt parçaçıkları, odun kıymığı gibi hafif maddeleri kendine çektiğini gözlemiştir. Bu özellik 2000 yıl gizemini korumuş ancak 1600'lerde Dr. William Gilbert kehribarın manyetik özelliğini araştırmış ve eski Yunan'da kehribarın ismi olan Elektrondan esinlenerek elektrik sözcüğünü ilk kullanan bilim adamı olmuştur.

Uyumlu Olduğu Şakra : Tüm şakralar
Uyumlu Olduğu Unsur : Hava
Sertliği : 2,5
Özgül Ağırlığı : 1,05 - 1,15
Kimyalsal Grubu : Organik Metaryal (Çam Reçinesi Fosili)
Yapısal Görünümü : Saydam, yarısaydam, opak
Parlaklığı : Reçine
Kimyalsal Formülü : Genel olarak; C,H,O.
Rengi : Portakalımsı sarı, kırmızımsı
Çıkarıldığı Ülkeler : Baltık Denizi, Burma, Lübnan, Sicilya, Meksika, Romanya, Kanada, Dominik Cumhuriyeti, Polonya, Atlantik
 




Özellikleri ;
  1. Şakraları olumsuz enerjilerden arındırır.
  2. Neseli ve berrak ışık enerjisi yükler
  3. İçgörü kazandırır,
  4. Melankolik ruh halini önler.
  5. Ruhsal sağlığı korur, melankolik ruh halini önler, ortamdaki olumsuz havayı emerek yok eder, negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirir ve rahatlama hissi verir.
  6. Sıcaklık e güven verir
  7. Ağrı bulunan yerlere sürüldüğünde ağrıyı azaltır. Özellikle romatizmal ağrılarda etkilidir.
  8. Kendi yaşam farkındalığımız ve bilgeliğimize giden yolda farkındalık gücümüzü arttırır.
  9. Alerjileri önler ve iyi gelir.
  10. Başladığımız işlerde başarıya giden yolda gerekli özellikleri kazandırma özelliği vardır.
  11. Yaşamın bir yük olduğunu düşündüğünüz ve sorumluluklar altında ezildiğinizi hissettiğiniz anlarda, şifa yüklü enerjisiyle sizi canlandırır.
  12. Astım, bronşit gibi solunum yolları aıkıntılarını önler.
  13. Takıntılara karşı iyi gelir.
  14. Para getiren bir taş olduğuna inanılır ve bu sebeple kasalara konur.
  15. Böbrek, mesane ve dalağı temizler, sağlıklı çalışmasını sağlar.
    İlk bakışı çektiği için nazara karşı korur.
  16. Sindirim sisteminin özellikle bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Bedenizi arındırır ve temizler
  17. Bademcik sorunlarına iyi gelir
  18. İç sindirim sistemi , salgı bezlerinin çalışmasını dengeler,
  19. Karaciğeri temizler ve güçlendirir.
  20. Akıl ve zekayı uyandırıp harekete geçirip, doğru kararlar vermenize yardımcı olur.
  21. Sol el veya bilekte bulunduğunda vücutta elektrik yığılmasına engel olur, böylece depresyonu engeller.
  22. Yaydığı sıcaklık enfeksiyonun yayılmasını önlediği ve soğuk algınlığını önlediği için, genelde boyunu çevresine takılır.
  23. Yaşamın güzel yanlarını fark etmenizi ve böylece içinizin neşeyle dolmasını sağlar
  24. Boğaz ve tiroid bezi enfeksiyonlarına iyi gelir
  25. Yaşamın bir yük olduğunu düşündüğünüz ve sorunlar altında ezildiğinizi hissettiğiniz anlarda, şifa yüklü enerjisiyle sizi canlandırır.
 
 
Tarih boyunca farklı kültürlerde su şekillerde kullanım bulmuştur
Kehribar Eskiden uyarıcı ve antispazmodik olarak ve pek çok ilaç da kullanılmıstır
Geçmişte saflaştırılmış amber yağı isteri ve boğmacada ,
Yakın geçmişte ve bügün ise güzel koku imalatında ,mürekkeb imalatında kullanılmaktadır.
Antik Romada çeşitli hastalıklara karşı (Akıl hastalıkları) koruyucu olarak kullanılmıştır. 
Kehribar tozu ile bal karışımının boğaz, kulak ve göz rahatsızlıkları için, suyla içilen kehribar tozunun ise Mide hastalıklarına iyi geldiği düşünülmekteydi.
Roma devrinde kehribar, guatrı tedavisinde kullanılmıstır
Türk bilim adamı İbni Sina, kehribarı bir çok hastalığa ilaç olarak niteliyordu. 
Doğu ülkelerindeki inanışa göre, kehribar dumanı ruhu güçlendiriyor ve cesaret veriyordu.
Çin'de, succinic asit ve haşhaşdan yapılan şurup sakinleştirici ve ağrı kesici olarak kullanılıyordu.
Orta Çağ'da, sarılığın iyileştirilmesi için kehribar taneleri taşınırdı. Vücut zayıflığına ve cildin sağlıksız rengine bu sarı taşın sihirli güçlerinin engel olacağına inanılıyordu. Doğumu çabuklaştırdığı, yılan ısırmalarına, diş ağrısına, romatizmaya çare olduğu düşünülüyordu. Kehribar yağı, Kehribar balzamı, extractum succini Kehribar ekstresi o dönemlerde reçetelerde sık sık kullanılmıştır.
Prusyalılarda böbrek taşı rahatsızlıkları için kehribar reçetelerini kullanmışlardır.
Litbanyada ölen kişinin ardından kehribar tütsü yakılarak, şeytani ruhların bedenden uzaklaşmasına ve iyi ruhların çağrılmasına çalışılırdı. Yeni doğan bebeklerin ise tütsülenerek hızlı büyüyüp yetişmesine, yeni evlilerin ise mutlu yaşayıp, savaşa giden erkeklerin zaferle dönmelerinin sağlanmasına çalışılırdı
.I. Dünya Savaşı'na kadar kehribar hala bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmaktaydı. ve kehribar parçalarından yapılan karışımın erkeklerde cinsel gücü arttırdığına inanılıyordu.
II. Dünya Savaşı'na kadar, özellikle Litvanya'da kehribar tesbihler bebeklerin üzerine konularak, dişlerinin acısız ve güçlü çıkması sağlanmaya çalışılırdı. Bugün Litvanya'da hala birçok kadın, parlatılmamış kehribardan yapılmış kolyelerle guatrdan korunmaya çalışırlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder